NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
جَعْفَرٍ الْبَرْمَكِيُّ
حَدَّثَنَا
مَعِنٌ عَنْ مَالِكٍ
ح و
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَابْنُ حَنْبَلٍ
عَنْ يَحْيَى
ح و
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
أُسَامَةَ
جَمِيعًا
عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ يَدْخُلُ
مَكَّةَ مِنْ
الثَّنِيَّةِ
الْعُلْيَا
قَالَا عَنْ
يَحْيَى
إِنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ
يَدْخُلُ
مَكَّةَ مِنْ
كَدَاءَ مِنْ
ثَنِيَّةِ
الْبَطْحَاءِ
وَيَخْرُجُ
مِنْ
الثَّنِيَّةِ
السُّفْلَى
زَادَ
الْبَرْمَكِيُّ
يَعْنِي ثَنِيَّتَيْ
مَكَّةَ
وَحَدِيثُ
مُسَدَّدٍ أَتَمُّ
İbn Ömer'den rivayet
edildiğine göre,
Nebi (S.A.V.) Mekke'ye
yukarı yoldan girermiş. (Müsedded ile İbn Hanbel'in) Yahya'dan naklettiklerine
göre ise, Nebi (S.A.V.) Mekke'ye Kedâ'dan (yani) Bathâ yolundan girer, aşağı
yoldan çıkarmış,
(Râvî) el-Bermekî (buraya
şu cümleyi de) ekledi:
"Yani Mekke'nin iki
sarp yolundan" (girer çıkardı). Müsedded'in hadisi ise daha tamdır.
İzah:
Buhari, hac; Müslim,
hac; Nesâî, menâsik; İbn Mâce, menâsîk
Seniyye: Aslında her
dağın sarp yeri, yahut yüksek yoludur. Burada
"seniyye"
kelimesiyle kast edilen
Mekke'nin el-Muallât denilen meşhur kabristanının yukarısındaki yoldur.
Bu yol vaktiyle çıkılması güç sarp bir yermiş. Sonra Hz. Muâviye tarafından
düzeltilmiş. Daha sonra Abdülmelik ve Mehdî zamanlarında ve 811 tarihlerinde
mevziî tamirler yapılmış Mısır sultanı el-Müeyyed zamanında kamilen tamir
olunmuştur. Mekke'ye inen yukanki yola "Kedâ", Mekke'den çıkarken
takip edilen alt yola da "Küdâ" derler.
Resûlullah (s;a.)'in
Mekke'ye yukanki yoldan girip aşağıki yoldan çıkmasının hikmeti, İbrahim
aleyhiselâm'ın nidası yüksek yerden yapıldığı içindir. Bir de yüksek yerden
girmek ve alçak yerden çıkmak maksada daha uygundur. Bazılarına göre Mekke'ye
üst yoldan girilince Kabe'yi Muazzama karşı geldiği için girerken bu yol tercih
edilmiştir. Münafıklara İslâmiyetin kuvvet ve şevketini göstererek onları
korkutmak için bu yoldan girdiğini söyleyenler olduğu gibi Hicret esnasında
gizlenerek gittiği için şimdi de açıktan girmek maksadıyla göze çarpmaya en
müsait olan tepelerden girmeyi tercih ettiğini söyleyenler ve her iki yolla da
teberrük etmek maksadıyla girerken ve çıkarken iki ayrı yoldan girmeyi tercih
ettiğini ileri sürenler de vardır.[Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi
VI, 517.]
Hadisin senedinden de
anlaşıldığı gibi bu hadis müellif Ebû Davud'a üç ayrı yoldan gelmiştir:
1. Abdullah b. Cafer el
Bermekî yoluyla,
2. Müsedded ve İbn
Hanbel yoluyla,
3. Osman b. Ebî Şeybe
yoluyla.
Hadisin metni en uzun olanı
Müsedded yoluyla gelenidir.Çünkü bu rivayette Resûl-i Ekrem'in Mekke'ye
girerken Bathâ'daki yukarı yolu tâkib ettiği ilâvesi yani Kedâ denilen yukarı
yolun Bathâ'da olduğu ilâvesi vardır.